ORGANİK TARIM NEDİR? GDO ZARARLI MIDIR?
Organik tarım; tamamen doğal maddeler ve uygulamalar kullanılarak gıda üretmeyi hedefleyen bir tarımsal yöntemdir. Organik tarımın insan hayatı için teşvik ettiği bir çok önemli faktör bulunuyor. Bunların asıl amacı, enerji ve doğal kaynakları sorumlu bir şekilde kullanmak, biyodengeyi korumak, toprağı harap etmemek, verimliliğin artışa geçmesini sağlamak ve su kalitesini bozmamaktır. Tüm bunlar için uğraş gösteren organik tarımın yerini ise son yüzyıllardan itibaren GDO alıyor. Peki organik tarım ne demek? GDO ne demek?
Organik Tarımdan GDO’ya Geçiş
Organik tarımı daha iyi anlamak adına dünyamızın tarım konusunda hangi süreçlerden geçtiğini anlatalım. 19. yüzyılla birlikte gittikçe ilerleyen sanayileşmeyle birlikte köylerden kentlere göç oranı hızla ilerlemiştir. Şehir hayatındaki koşulların iyileşmesi, köylerde yaşayan insanları cezbetmiş ve köylerdeki nüfus azaldığından ötürü de tarım ve hayvancılık sektörlerinde çalışan insan sayısı da azalmıştır. Durum böyle olunca geride kalan çiftçiler ise daha hızlı ve daha fazla üretim sağlamak için birbirleriyle yarışı hale gelmiştir. Öncülüğünü ABD’nin yaptığı bu akım, kısa zamanda büyük ilerleme katetmiştir. Bilim insanları her ne kadar bunun insan hayatını tehlikeye soktuğunu anlatmaya çalışsa da günümüz şartları dolayısıyla bu akım alıp başını gitmiştir.
Aslında GDO İyi Bir Şey Mi?
Tarımda çeşitli kimyasalların kullanılması, bunu başaran çiftçileri çılgına döndürmüştür. Sebebi ise oldukça basit. Kendilerinin söylemlerine göre verimlilik. Verimlilik kelimesi kulağa oldukça pozitif geliyor öyle değil mi? Her ne kadar ekonomik olarak verimli de olsa kimyasallar hem toprak hem de insan sağlığı açısından birçok olumsuzluğa yol açıyor. Yazımızın başında da bahsetmiş olduğumuz organik tarım yani sanayileşmemiş tarımın temel amacı insanları doyurmak değil, çevreyi ve doğal kaynakları korumaktı. Bundan ötürü toprağı bozmadan, onu zehirlemeden tarım ve hayvancılığın da yapılabileceğinin mümkün olduğunu bilmek gerekiyor.
Kabaca organik tarım, organik gübrelemeyi, toprağın korunmasını, bitkilerin haşerelere karşı direncini arttırmasını teşvik eder. Bilindiğinin aksine organik tarımın amacı miktarı değil düzeni korumaktır. Düzenin korunması da dolaylı olarak insan hayatını koruyan yegane unsurdur.
Organik Tarım ve GDO Mücadelesi
Tarım yapılan birçok arazida sentetik kimyasal girdilerin, sentetik mineral gübrelerin ve kimyasal tarım ilaçlarının kontrolsüzce kullanımı sonucu oluşan kirlilik, doğal dengenin bozulmasına sebep olmuştur. Daha fazla üretmek amacıyla toprağa verilen bu zarar sonucunda hastalık ve zararlıların çoğalması gibi problemler ortaya çıkmıştır. Kimyasal ilaçların kullanımı bazı faydalı böcek türlerinin de arada kaynamasına sebep olmuş ve biyodengeyi tahrip etmiştir. Bütün bu olumsuzlukların önüne geçmek için doğaya zarar vermeyecek yöntemlerle, insanlarda toksik etki yapmayacak tarımsal ürünlerin üretilmesi ve kullanılmasının gerekli olduğu ortadadır.
Sağlıklı gıda tartışmalarının ana odağında “Genetiği değiştirilmiş organizmalar” yani GDO yer alır. Peki GDO tam olarak nedir? Geleneksel olarak üretimi ve tüketimi yapılan belli başlı ürünlerin besin değerini, rengini, dokusunu, şeklini, dayanıklılığını belirlemektir. Yani tükettiğimiz mısır, soya, pirinç, pamuk bitkilerinin tüm genetiklerinin değiştirilmesi GDO’nun esasıdır. Bu ürünlerin besleyici değerlerinin zenginleştirilmesi, dış etkenlere karşı çok daha dayanıklı olmaları ve yüksek verim alınması hedeflenmekle birlikte bitkilerde çeşitli genetik değişiklikler uygulanır. Bu tür bitkilere de genetiği değiştirilmiş organizma adı verilir. Peki sizce bu gerekli mi, besinlerin genetiğinin değiştirilmesi sebebiyle toprağa ve doğaya verilen zarar sonucunda sonrasında üretilecek besinlerin de bozulmaya gitmesi garip değil midir?